YARDIMCI KAYNAK SORUNU

YARDIMCI KAYNAK SORUNU

28.09.2022 138

YARDIMCI KAYNAK SORUNU

 

Yaklaşık 19 milyon öğrencimiz okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerimizde eğitim öğretime başladı. Ülke genelinde ufak tefek sorunlar haricinde çok şükür herhangi bir sıkıntı olmadı. 2003-2004 yılından beri olduğu gibi tüm ders kitapları ücretsiz olarak öğrencilerimize teslim edildi. Bunun yanında geçen yıldan itibaren öğrencilerimize dağıtılmaya başlanan yardımcı kaynaklar bu sene çalışma fasikülleri, çalışma soruları şeklinde zenginleştirilerek öğrencilerimize dağıtıldı.

 

Bakanlığımız ısrarla yardımcı kaynak konusunda velilerimize baskı yapılmaması öğrencilerin zorlanmaması konusunda uyarılar yaparken, bakanlık personeli arkadaşlarımız daha okulların ilk gününden kırtasiye ismi de belirterek yardımcı kaynak için yönlendirmelere başladı.

 

Okulların daha ilk gününden, konuları işlemeye dahi başlamadan bakanlığımızın dağıttığı kaynakların yetersiz olduğunu nasıl anladın kıymetli meslektaşım. Vatandaşlarımız zaten sıkıntılı günlerden geçerken, devletimizin tüm birimleri vatandaşın sırtından olabildiğince yüklerini almaya çalışırken neden daha okulun ilk gününden bu sıkıntıyı vatandaşa çıkarıyorsun. Hele bir okula başlayın, üniteleri işlemeye başlayın bakalım belki de ihtiyacı karşılayacak.

 

Bunun yanında bakanlığımızın ve milli eğitim müdürlüklerimizin ölçme değerlendirme merkezlerinin soru havuzları mevcut buraları bir tarayın. Olmadı vatandaşı yine imkânları ölçüsünde yönlendirirsiniz. 7-8. Sınıflar ve 11-12. Sınıfları bir nebze olsun anlarız da diğer kademelerde bu kadar öğrencileri sıkboğaz etmenin, yarış atı moduna sokmanın gerçekten bir anlamı yok.

 

Daha önce de söyledik. Bu çocukların bir de aileleri var, özel kursları var, oyun oynama ihtiyaçları var, beslenme ve dinlenme ihtiyaçları var. Çocuk yaşta bu kadar yük yüklemeyin çocuklarımıza lütfen. İhtiyar insanlar gibi "çok yorgunum baba, halsizim baba, hiç halim yok baba, başım ağrıyor baba, uykumu alamadım baba... gibi şikayetler baş gösterdi çocuklarımızda.

 

Sevgili meslektaşlarım. Öğretmenlik sadece çocuğa bir şeyler öğretmek değil. Bunu en iyi siz biliyorsunuz. Öğretmenlik: iyi insan yetiştirme sanatıdır her şeyden önce. Bunun yanında; çocuğun enerjisini verimli kullanmak, her çocuğa ayrı bir dünya olarak bakmak. Toptancı bir anlayıştan uzak herkesin seviyesine göre ya da orta yollu bir program uygulamak...

 

Asla tembelliğe evlatlarımızı sevk edelim demek değil söylediğim. Ama canını da çıkarmamak gerek. Mutsuz, yorgun, bitkin bir nesil de istemiyoruz. Herkes yaşının, çağının gerektirdiği oyunları oynayarak, sevdiklerine de vakit ayırarak büyümeli. Yoksa robot gibi, ruhsuz, halden anlamaz, söz dinlemez... meslek sahibi insanlar ortaya çıkar. Bunun neticesinde de vatandaş ve çalışan çatışmaları ortaya çıkar, çıkıyor da doğal olarak.

 

Diğer öğretmen yapıyor ben de yapmalıyım, velilerin bir kısmı baskı yapıyor kurtulamıyorum, herkes çocuğunun gelişmesini istiyor engel olamıyorum... gibi mazeretler eğitimciye yakışmayan mazeretler. O çocuklar size emanet. O sınıfın, dersin, mesleğin erbabı, ehli sizsiziniz. Ancak siz birilerini yönlendirebilirsiniz. Elbette okul kaynaklarının yetersiz kaldığı özel yetenekli çocuklarımızın velilerine özel görüşmeler yaparak takviye yaptırabilirsiniz. Ancak dersi yardımcı kaynaktan işlemek, ödevleri yardımcı kitaplardan vererek velilerin hepsini buna mahkûm etmek hiç etik değil. Ne mesleğimize yakışır, ne insanlığımıza.

 

Son söz olarak okul masrafları vatandaşı hakikaten zorluyor. Öğrencilere listeler verirken marka belirtilmesi doğru değil. Her şeyi herkes alamayabiliyor. Liste verilmesi bile doğru değil bence. Önce bir öğrencilerimizi tanıyalım. Velilerimizle tanışalım. Belki de okul imkânları ile yardım edeceğimiz insanlar da vardır. Biraz dikkatle ilerde sorun olabilecek şeylerin daha baştan önüne geçmiş oluruz böylece.

 

Bir söz de fahiş fiyatlarla vatandaşı soyan kırtasiyelere. Bir markanın 12 li sulu boyası aynı ebatlarda: bir kırtasiyede 54,90, bir kırtasiyede 34.90, Bir markette 24.90. Allah aşkına nedir bu fark. Bu üç yerde para kazanıyor neticede. Soyguna çıkmışlar resmen. Bazı kırtasiyelerde ürünlerde fiyatta yok. Sorduğumuzda anlık fiyat değişiyormuş. Esnaflık diye, ticaret ahlakı diye bir şey kalmamış.

 

İnşaallah devletimiz seneye vatandaşın bu kırtasiye işine de bir el atar. Hiç olmazsa kooperatif marketler gibi kooperatif kırtasiyeler de açılabilir belki. Hatta okul kıyafetleri için de bir çalışma yapılabilir. Adı serbest piyasa ekonomisi olan Bu sistem de vatandaşlar artık eziliyor. Esnaflar birlikte hareket ediyor. Her yerde okul kıyafet fiyatları aynı. Tesadüf değildir herhâlde. Biraz insaf, izan, hak, hukuk duygusu ve Allah korkusu olsa esnafımızda sorun çözülecek aslında.

        Barış Karademir